Amerika darbe yaptırır mı?
Herkesin aklında olan ama hiç kimsenin dillendirmediği soru şu: Amerika gene bir namussuzluk çevirip Türkiye’de darbe yaptırır mı? “Our boys have done it” vaziyetleri yani…
“Altımızı oymuşlardı” ya, o bakımdan… “Kolu uzundur” ya…
Lütfen, “kahraman ordumuz darbe yapacağı zaman hiç kimseden izin almaz, kimseye danışmaz, tamamen Atatürkçü bir yaklaşımla kendi darbesini kendisi yapar” diye düşünenler yazıyı okumayı hemen bu noktada bıraksınlar. Hatta beni tümden bıraksalar daha da çok sevinirim.
Kafası çalışan okurlar için devam ediyorum:
Soruyu şöyle de sorabiliriz, amiyane tabiriyle “Amerika Tayyip’i bıraktı mı?”…
İran’la yakınlaşmalar, İsrail’le papaz olmalar, Brezilya’yla anlaşmalar, “kendi kontosuna çalışıp” bölgede güç odağı yaratmalar, falan… Obama buna “dur” diyecek mi?
Peki ama bunu kime yaptıracak? Ordu bu işlerden elini eteğini çekti. Ergenekon örgütü de, kökü kazınamasa bile savunmaya geçti, kendi canının derdinde…
Şu ya da bu kisveyle Türkiye’de darbe yapacak gücün, tıpkı 1960 yılında, tıpkı 1980 yılında olduğu gibi “körü körüne, tamamen Amerikancı” olması gerekir. Filistin’i bir çırpıda unutacak, İran’la zayıf da olsa iyi kötü kurulmuş köprüleri atacak, İsrail’den özür dileyecek… Elbette bütün bunlara “Atatürkçülük” kılıfı uydurmayı da ihmal etmeyecek, Kemalist kesimin saftırık bölümünü sevindirmek için.
Oysa Türkiye’de “darbeseverler” bambaşka bir telden çaldılar: NATO’dan çıkmak, Rusya’yla anlaşmak, hatta bu ittifakı Hindistan ve Çin’e de uzatmak, hatta “gene Atatürkçülük ayağıyla şeriatçı İran’la bile ittifak aramaktan utanmamak”…
Bu gücü mü destekleyecek Beyaz Saray? Elbette hayır. Bu nedenle “Türk gladio’sunu satan” da bizzat kendisi! Başkalarını ısırmakta kullanılan kuçu kuçu dönüp kendi efendisinin elini ısırmaya kalktığı zaman tekmeyi yedi. O günden beri kesik kesik ağlıyor.
O zaman, bir yol daha var: Bu hükümeti yıpratmak, daha doğrusu bir takım eylemlerle hizaya getirmek.
Taşeron olarak MOSSAD kullanılabilir, eylemlerin içinde PKK saldırılarından siyasi cinayetlere kadar türlü çeşitli “varyasyonlar” bulunabilir.
Hatta “porno kasetleri” bile verilebilir piyasaya! Artık işe yaramayan elemanları defterden silmek için sahneye konulacak rezilliğe “şeriatçılar yaptı” görüntüsü verilebilirse, tadından yenmez…
Ancak Erdoğan ve ekibi kolay kolay hizaya getirilecek adamlar değil. Ters adamlar bunlar, kafa tutmayı seven adamlar.Bunaltılırlar, ama pes etmezler.
Kalıyor seçim…
Ama seçim de çantada keklik değil.
Çünkü ciddi bir alternatif güç yaratılamıyor. Ancak beşinci adam olacak birtakım mazlumlardan lider yaratma oyunu basın gönüllüleri arasında kabul görüyor ama seçim sandığında kitlelerin bunu ne kadar yutacakları kestirilemez.
Evet, nasıl devirecek Erdoğan’ı Amerika?
Üç beş basın soytarısına yazdırılacak üç beş kötü yazıyla mı, düzmece anketlerle mi?
Seçimi kazanır da güçsüz bir CHP-MHP koalisyonu kurdurursanız, İsrail’e yeniden istediğiniz gibi yanaşır, Amerika’yı memnun edersiniz. Tabii bu koalisyona “İsrail’e karşı daha fazla sertlik yanlısı” kişilerin gireceğini de unutmayınız! O koalisyon bu çelişkiyi nasıl taşıyacak, dış politikayı kim hangi yana çekecek, Türkiye gene nasıl bir “fetret” devrine sürüklenecektir?
Ya peki kazanamazsanız ne yapacaksınız?
İktidarın işi zor ama sizinki çok daha zor.
Leave a Reply
You must be logged in to post a comment.