The New York Times Has Stayed "American"

<--

The New York Times YSK’nın vetoları nedeniyle patlama yapan ve yayılan sokak gösterileriyle “Arap İlkbaharı” arasında paralel kuran bir makale yayımladı.

Yerkürenin en önemli 5 gazetesinden biri olan “N.Y.T”nin bu yorumu dünyada bir ilk.

Potansiyel tehlike…

Dünya kamuoyu “Arap İlkbaharı” diye anılan Tunus, Libya, Mısır, Yemen ve Suriye’de iktidarlara karşı halkın sokaklara dökülmesini, çarpışmasını, despotları devirme hedeflerini sempatiyle izliyor.

Eksikleri olsa da 65 yıllık demokrasisi olan Türkiye ile despot yönetimler altındaki Arap ülkeleri arasında paralel kurmak haksızlıktır, yanılgıdır.

Türkiye’de yaşanan taşlı, molotof kokteylli gösterilere, resmi kurumların, bankaların yakılma eylemlerine sığ ve toptancı bir yaklaşımla küresel kamuoyunda sempati desteği üretebilir.

TURNUSOL KÂĞIDI

Gerçi yazıda Türkiye’nin “Arap İlkbaharına” ilham veren demokratik model oluşturduğuna, Erdoğan’ın ülkeyi “ekonomik dinamoya” dönüştürdüğüne de işaret edilmekte ama gene de bir “soru işareti” çizilmekte:

“Gösteriler Erdoğan’ın turnusol kâğıdı olacak…”

Yani…

Tıpkı turnusol kâğıdının reaksiyonla “mavi” veya “kırmızı” renge dönüşerek “asit” veya “baz” sonucunu vermesi gibi Erdoğan’ın da “demokrasi samimiyeti” görülecek demeye getiriliyor.

Yazar “geçmişte isteklerin arkasındaki ana güç kanlı bir savaş olsa da bugün sivil itaatsizlik hareketine dönüşmüş bulunuyor” iddiasıyla “özgürlük ve ana dilde eğitim ile diğer demokratik isteklerin” karşılanıp karşılanmayacağını sorguluyor.

Yazara göre “sivil itaatsizlik eylemi, sadece Kürtlerin değil, tüm Türkiye’nin tam demokrasiye geçişini” hedefliyor.

Yazarın konuştuğu bir BDP’li politikacı sadece “Arap ilkbaharından değil Amerika’daki insan hakları hareketinden de etkilendiklerini” söylemiş.

“40 yıl önce Amerika’da siyahlar ve beyazlar birlikte yemek yiyemiyordu. Şimdi, ülkenizin başkanı siyah…”

Anlaşılan “Türkiye’nin zencileri” muhabbeti de yapılmış.

Ama…

Bu ülkede Kürt kökenli Cumhurbaşkanı 72 yıl önce göreve gelmişti.

Sonra da Kürt kökenli cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar Türkiye’yi yönetti.

Sorun bu değil.

İnsan haklarına dayalı tüm kurumlarıyla ve kurallarıyla işleyen eşit yurttaşların demokrasi dokusunu oluşturmak.

ORTAK AKIL KAZANDI

Bütün bunların ötesinde…

YSK’nın yeniden değerlendirme sonucu aldığı son kararla birlikte meydanlar, sokaklar tenhalaştı.

N.Y.T olaya biraz “Amerikalı” kalmış.

Biraz daha gerçekçi yaklaşsaydı, YSK’nın “vetolarına” sadece BDP destekli Kürt yurttaşların değil Kürt olmayan aydınların, kanaat önderlerinin, medyanın hatta AKP doruklarının da tepki gösterdiklerini algılayacaktı.

“Demokratik hak” arayışı etnik köken farkı olmaksızın Türkiye genelinde paylaşılmıştır.

Ortak kamuoyu oluşmuştur.

İktidar partisinin Meclis Başkanı’ndan, iktidar partisi sözcüsüne, ana muhalefet liderine kadar siyasi yelpazenin -neredeyse- tamamı veto edilen adayların seçilme haklarının iadesi için ağırlık koymuştur.

Yani…

Olay “Kürt kökenliler sokaklara döküldü, sonucu söke söke aldı” gibi yorumlanırsa “yanlış” değilse bile kesinlikle “eksiktir.”

Sonuç “ortak akılla” alınmıştır.

Bu da “ayrılıkçılığın” değil “birlikte eşit ve özgür yaşamak” iradesinin gücüdür.

Erdoğan’ın değil Türkiye insanının demokrasiyle “turnusol” sınavıdır.

About this publication