Obama May Lose in 2012

 .
Posted on August 21, 2011.

<--

Obama 2012’de kaybedebilir

WASHINGTON

Amerika’da seçimlerin sonucunu belirleyen en önemli konu ekonomidir.

Dış politika gibi konular sıradan Amerikalı seçmen için lükstür. Koskoca bir kıta büyüklüğündeki Amerika’da küçük bir azınlık dışında kimse ilgilenmez zaten dünyada ne olup bittiğiyle. Bill Clinton’un 1992 seçimlerini kazanması bunun en önemli kanıtıdır. Ne de olsa 1988-1992 arasında baba Bush ABD tarihinin belki de en başarılı dış politikasını izlemişti.

Hatırlatalım kısaca baba Bush dönemini:

Soğuk savaş Amerika’nın tartışılmaz üstünlüğü ile sona ermiş, Avrupa’nın ortasındaki demir perde yıkılmış, Almanya tekrar birleşmiş, Rusya demokrasi olma yoluna girmiş, Ortadoğu’da Oslo Barış Süreci başlamış, Saddam Hüseyin bütün dünyanın desteklediği bir koalisyonla Kuveyt’ten çıkarılmıştı.

Fakat baba Bush’un başarılı olamadığı tek alan vardı: Ekonomi.

1991’de ABD ekonomisi durgunluk sinyalleri veriyordu. İşsizlikte yükselme başlamış, borsa düşme trendine girmişti. Ama işler gene 1970’lerdeki Jimmy Carter’li stagflasyon (hem enflasyon, hem de stagnasyon, yani durgunluk) dönemine göre çok kötü gitmiyordu.

Buna rağmen Demokratlar son derece doğru bir analiz yaptılar: “It’s the Economy, Stupid!” sloganı o dönem Clinton seçim kampanyasının simgesi haline geldi.

Bush’un göreceli olarak tek başarısız olduğu alan ekonomiydi ve ekonomi dış politikadan çok daha önemliydi. Sonuç olarak, kimsenin adını bile duymadığı bir eyalet valisi olan Clinton “Şapşal olma, ekonomiye bak!” diyerek kazandı seçimleri.

Amerikalı seçmen için ekonominin dış politikadan çok daha önemli olduğunu kanıtlayan başka bir örnek George W.

Bush’un 2004 seçimlerini kazanmasıdır.

Hatırlarsanız dış politika konusunda babasından çok daha zayıf ve cahil bir başkandı oğul Bush. 11 Eylül 2001’de Amerika çok büyük bir şok ve felaket yaşadıktan sonra, Bush’un bu saldırıyla hiçbir ilgisi olmayan Irak’ı işgal etmesi akıl almaz bir hataydı. 2003’teki Irak işgali nedeniyle, George W. Bush, Amerika’nın dünya genelinde imajını yerle bir etti. Dış politika alanında bundan daha beceriksiz bir başkan düşünmek zordu. Ama bütün dünyanın şaşkınlık dolu bakışları içinde Amerikan halkı Bush’u 2004’te ikinci kez seçti.

Neden dersiniz? Cevap basit: “It’s the Economy, Stupid!” Babasının tam tersine, dış politika alanında fiyasko yaşamasına rağmen ekonomi alanında şansı yaver gitti oğul Bush’un. 2002’den itibaren ABD ekonomisinde iyileşme sinyalleri belirdi.

2004’te ABD ekonomisi yüzde 4’e yakın bir oranda büyürken işsizlik yüzde 5 civarındaydı. George W. Bush böylece 2004 seçimlerini kaybetmekten ekonomi sayesinde kurtuldu.

Şimdi günümüze gelelim. Amerikan halkı büyük umutlarla Beyaz Saray’a getirdi Obama’yı.

Obama’nın 2008 seçimlerini kazanmasında halkın Bush dönemine karşı duyduğu öfkenin çok önemli bir rolü olmuştu. Hatırlarsanız Amerika’daki emlak kredisi krizi 2007’de başlamıştı ve bankacılık sistemi Bush döneminde çökme riski yaşadı. Ama şimdi Obama yaklaşık 3 yıldır görevde ve Amerikan halkı devam eden ekonomik sıkıntılardan doğal olarak onu sorumlu tutuyor. Bir yandan büyüyen bütçe açığı ve yüzde 10 seviyesine doğru giden işsizlik. Öte yandan son bir haftadır çöken borsa ve bitmek bilmeyen Kongre savaşları. Son olarak da Standard and Poor’s’dan gelen utanç verici kredi notu düşürülmesi Obama’yı çaresiz kılıyor.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi dış politika alanında da ciddi bir başarı ortada yok.

Amerika halen Irak ve Afganistan’da her gün milyarlarca dolar harcıyor. Şimdi bir de Libya macerası var. Sırada ise devam eden Suriye krizi ve İran ile bitmek bilmeyen gerginlik.

Bütün bunlara bakınca aslında Obama’nın Bush’tan devraldığı enkaz ortada. Ama bu durum halkın umurunda değil. 2012 seçimlerine hazırlanan ve Obama’dan nefret eden Cumhuriyetçiler daha şimdiden “It’s the economy, stupid” demeye başladılar.

About this publication