Democracy in the Middle East and the Difference between Washington and Ankara

Edited by Kyrstie Lane

 

<--

Ortadoğu’da demokrasi ve Ankara- Washington farkı

WASHINGTON

Ahmet Davutoğlu’nun geçen hafta gerçekleşen ABD ziyareti sonrasında geriye kalan izlenim nedir? Durumu bir cümleyle özetleyelim: İkili ilişkiler genel anlamda sağlam ama bazı ciddi farklılıklar devam ediyor. Önce kısaca neden ilişkiler genel anlamda sağlam, değerlendirelim. Bunun temel nedeni Suriye, Irak ve İran gibi en kritik ve acil dikkat gerektiren konularda sorunların azalmış durumda olması.

Suriye konusunda Türkiye son zamanlarda daha yapıcı ve diplomatik sürece destek olmaya hazır görünüyor. ABD medyasında görmeye alıştığımız Türkiye’nin Suriye’de radikal gruplara destek verdiğini vurgulayan yazılar azalmış durumda. Tam aksine Ankara’nın Suriye konusunda yapıcı bir revizyon içinde olduğu izlenimi var. Aynı revizyon vurgusu Türkiye’nın Irak politikasına da yansıyor. Genel izlenim artık Ankara’nın Bağdat ile daha iyi geçinmek için çaba gösterdiği yönünde. Davutoğlu’nun Irak temasları ve bu ayın sonunda gerçekleşmesi beklenen Maliki’nin Türkiye ziyareti yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor. Türkiye’nin aynı zamanda İran ile ABD arasındaki yakınlaşmaya destek veriyor olması Beyaz Saray’da takdir topluyor. İran ile yakınlaşma nedeniyle Suudi Arabistan ve İsrail gibi müttefikleri tarafından topa tutulan Washington, Türkiye’den gelen desteği önemsiyor.

Peki ya devam eden sorunlar nedir? Başta, üzerinde hep yazılan İsrail ve Çin meselesi geliyor. İsrail ile bir türlü gerçekleşmeyen normalleşme ve Türkiye’nin Çin füzeleri tercihi malum konular. Özellikle ikincisi NATO açısından yarattığı sorun nedeniyle Pentagon’u rahatsız ediyor. Konu Davutoğlu-Chuck Hagel görüşmesinde gündeme gelmiş. Bu iki meseleye oranla daha radar altında giden ama son derece önemli olan başka bir farklılık daha var: Ortadoğu’da demokrasinin geleceği. Bu konunun merkez üssü tabii ki Mısır. Mısır’da yaşanan darbeye ABD’nin göstermediği tepki Ankara açısından ciddi bir hayal kırıklığı teşkil ediyor. Mısır’da yaşananlar AK Parti açısından bir dönüm noktası. Bu nedenle Ahmet Davutoğlu’nun hem Foreign Policy makalesi hem de ziyaret genelinde vurguladığı ana tema “ortak demokratik değerler” temasıydı. “Stratejik ortaklık” kadar demokrasi üzerinden yürüyen “değerler ortaklığı” mesajıydı bu.

Ankara, Washington’un eski alışkanlığı olan Ortadoğu’da otoriter rejimlerle iş tutma kolaycılığına düşmesinden çekiniyor. Demokrasiden taviz uzun dönemde ciddi kayıplar doğuracaktır, diyor Davutoğlu. Kısa dönemde reelpolitik açısından sağlanacak faydanın uzun dönemde ABD’nin kendi ulusal çıkarlarının aleyhine olacağını anlatmaya çalışıyor. Türkiye’nin demokratik değerleri sayesinde ABD ile gerçek bir ortaklık içinde olabildiğini vurgulayan bu bakış açısı kendi içinde tutarlı olmakla beraber eleştirilmeye açık bir kapı bırakıyor. Bu eleştiri kapısı Washington’daki Türkiye algılanmasıyla ilgili. Gezi olayları sonrasında devam eden ortak görüş Türkiye’nin gerçekten liberal ve çoğulcu bir demokrasi olmaktan çok, “sandık, seçimler ve çoğunluk biziz” anlayışı üzerine kurulu bir demokrasi haline geldiği. Bu nedenle ortak demokratik değerler söylemi ancak bir yere kadar ikna edici bulunuyor. Bu konuda Türkiye’nin inandırıcılığını artırması gerekiyor.

About this publication