İsrail’e hava savunma sistemini hemen gönderen ABD, Türkiye’deki Patriot’ları geri çekmişti
İSRAİL’in bir yılı aşkın süredir Gazze’de askeri hedef-sivil ayrımı yapmaksızın yürüttüğü savaşta 42 binin üzerinde Filistinliyi katletmesi ve ayrıca insani yardımları engellemesi karşısında büyük ölçüde hareketsiz kalan Biden yönetimi, İsrail’in hava savunma sisteminde ortaya çıkan boşluklar üzerine hemen bu ülkenin yardımına koşmakta hiç zaman kaybetmedi.
İran’ın ay başında İsrail’e fırlattığı balistik füzelerin önemli bir bölümü bu ülkenin hava savunması ve ABD tarafından havada imha edildi. Buna karşılık, az sayıda da olsa füzelerin bir kısmının savunma kalkanını delip İsrail topraklarına isabet etmesi, büyük iddialar atfedilen bu sistemde pekala zafiyetler bulunduğunu ortaya koydu.
Aslında daha geçen pazar günü Hizbullah’ın gönderdiği bir insansız hava aracının İsrail sınırından içeri girip 65 kilometre kadar yol kat ederek bir askeri üssü vurup 4 İsrailli askerin ölümüne yol açması da yine hava savunma sistemine ilişkin etkinlik iddialarını gölgeleyen bir başka gelişme oldu.
Ekim başındaki İran balistik saldırısında İsrail’in hava savunmasının açıklar verdiğinin anlaşılması ABD yönetimini büyük bir süratle harekete geçmeye sevk etmiştir. Biden yönetimi elindeki en ileri hava savunma sistemi olan ve kısaca “THAAD” (Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunma) olarak adlandırılan sistemi İsrail’e vermeyi kararlaştırmıştır.
Yapılan resmi açıklamalara göre, ABD’nin gönderdiği THAAD bataryası 12 Ekim günü itibarıyla personeliyle birlikte İsrail’e konuşlandırılmış bulunuyor.
İran’ın füze saldırısının 1 Ekim’de gerçekleştiği hatırlandığında, Amerikan yardımının İsrail’e oldukça kısa bir zamanda ulaşması her bakımdan dikkate değerdir.
*
Bu hadisenin ana mesajı, ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan taahhüdünün ne kadar güçlü, ne kadar sarsılmaz olduğunu bir kez daha göstermiş olmasıdır.
İsrail’in ayrım gözetmeksizin yürüttüğü saldırılarda 42 bin insanı öldürmesi, Gazze’deki okulları, hastaneleri, sivil yerleşimleri bombalaması, bu alanda uluslararası alanda geçerli olan kuralların hepsini çiğnemesi, kurallar bir tarafa asgari insanlık, vicdan ölçülerinden yoksun sicili, ABD’den daha fazla askeri yardım alması önünde hiçbir engel değildir.
İsrail’in 17 bin çocuğu öldürerek işlediği büyük insanlık suçu, ABD tarafından bu ülkeye gönderilen hava savunma sistemi ile bir anlamda “ödüllendirilmiş” olmaktadır.
*
Şimdi meselenin bir başka düşündürücü yönüne geçelim. ABD yönetimi İsrail’in hava savunmasını desteklemek üzere devreye girerken, uluslararası camiaya verdiği problemli görüntüyü hafifletmek için olsa gerek, birden İsrail’i kuvvetli bir dille uyarma ihtiyacı da duymuştur.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’a gönderdikleri ortak bir mektupla Gazze’deki insani koşulların giderek kötüleştiğine dikkat çekerek, insani durumun ivedilikle iyileştirilmesini talep ettiler.
ABD’li bakanlar, 30 gün içinde Gazze’ye insani yardımların girişine dönük engellemelerin kaldırılmasını talep ederek, aksi takdirde ABD yasaları gereği bazı askeri yardımların askıya alınabileceği uyarısında bulundular.
Bu mektup 13 Ekim tarihini (Pazar) taşıyor. Mektup İsrailli muhataplarına ulaştığında ABD’den İsrail’e gelen THAAD sisteminin kurulumu muhtemelen sonuçlanmak üzereydi.
*
ABD yönetiminin İsrail’in tam bir yıldır sürmekte olan katliamları karşısında etkisiz kalan bir politika izledikten sonra, Gazze’de insani durumun iyileştirilmesi için bir ay süre tanıması işin düşündürücü bir yönünü oluşturuyor.
Şöyle ki, hangi gerekçe getirilirse getirilsin, bir aylık süre ABD’de 5 Kasım’da yapılacak olan başkanlık seçiminden biri hafta kadar sonra dolacaktır. Seçim bu tarihte sonuçlanmış olacağından, ABD yönetimi öncesinde İsrail’e karşı sert bir adım atmış olmaktan da kendisini kurtarmış oluyor.
Böylelikle, Demokrat aday Kamala Harris’in seçimden hemen önce İsrail’i karşısına alacağı, dolayısıyla ABD’deki Yahudi lobisinin hışmını üstüne çekeceği bir durum da önlenmiş oluyor.
*
ABD’nin İsrail’e THAAD bataryasını göndermesi, önemsediği müttefikleri için gerektiğinde ne kadar esnek ve süratli hareket edebileceğini göstermesi bakımından kayda değerdir.
Bu gelişme, aynı zamanda tematik bir çerçevede yakın tarihte Türkiye ile ABD arasında ciddi bir sıkıntıya yol açan Patriot hava savunma sistemlerinin Gaziantep’den çekilmesi hadisesini hatırlamamıza da bir vesile oluşturuyor.
ABD, Suriye’deki iç savaşın patlak vermesinden sonra Türkiye’nin hava savunmasına destek olmak üzere 2013 yılında Türkiye’ye Patriot bataryaları göndermişti. İki Patriot bataryası, Suriye sınırına yakın Gaziantep’de konuşlanmıştı.
Gelgelelim dönemin Obama yönetimi, daha sonra 2015 yılı ağustos ayında tek taraflı olarak aldığı bir kararla bu sistemleri geri çekme kararı almıştı. Yapılan açıklamaya göre, ABD bu kararına gerekçe olarak bataryalar açısından “kritik modernizasyon güncellemeleri” ihtiyacını göstermişti.
*
ABD’nin bu gerekçesi o tarihte Türk resmi çevrelerinde inandırıcı bulunmamıştı. Yaygın kanaat, ABD’nin kararına büyük ölçüde Suriye’de içsavaşta nasıl bir yol izleneceği, hangi grupların destekleneceği konusunda o dönemde iki ülke arasında karşılıklı olarak yaşanan ciddi görüş ayrılıklarının neden olduğudur.
Burada vurgulanması gereken bir nokta, bu gelişmenin 2015 yılında Türkiye’nin DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyona katılıp hava gücüyle Suriye’deki harekâtlarda yer alma kararı aldığı, İncirlik Üssü’ne ABD’den F-15 savaş uçaklarının geldiği bir döneme rastlamasıydı.
Yine aynı yıl Almanya Kahramanmaraş’ta, Hollanda da Adana İncirlik Üssü’nde bulundurduğu Patriot bataryalarını çekmişti. Hollanda’nın 2015 yılı başında çekilmesi üzerine, İspanya İncirlik’e Patriot bataryası göndermişti. İspanya, NATO dayanışması çerçevesinde bu sistemleri İncirlik’te tutmaya devam ediyor.
*
Bugünkü yazımıza ABD’nin en ileri hava savunma sistemi olan çok katmanlı THAAD bataryalarını İsrail’e göndermesiyle başladık. İlginçtir ki, THAAD sistemleri geçmişte Türkiye ile ABD arasında gündeme gelmiş olan bir konu.
Türkiye, 2010’lu yılların başlarında NATO’nun balistik hava savunma stratejisi çerçevesinde Malatya Kürecik’te kurmak istediği radara izin verdikten sonra, hem bu radarın güvenliği, hem de hava savunmasının desteklenmesi için ABD’den THAAD bataryası talep etmişti.
Kürecik tesisi 2012 yılında faaliyete geçerken, ABD’nin o dönemde Türkiye’nin bu talebine olumsuz yanıt verdiği bir sır değildir. Buna karşılık ABD, 2017 yılında Güney Kore’yi Kuzey Kore’den korumak amacıyla bu ülkeye THAAD bataryaları göndermiştir.
ABD’nin İsrail’e gönderdiği THAAD sistemlerinden söz ederken bakın nerelere geldik…
Leave a Reply
You must be logged in to post a comment.