The American presidential election will be held in November. In a speech given to Congress yesterday, President Barack Obama repeated his call to end economic inequality by taking more taxes from the rich. Obama said, “We can either settle for a country where a shrinking number of people do really well, while a growing number of Americans barely get by, or we can restore an economy where everyone gets a fair shot, everyone does their fair share and everyone plays by the same set of rules.”
Obama emphasized that his possible opponent, the Republican candidate Mitt Romney, also pays low taxes. He said that Romney, who only pays about 3 million dollars of income tax on his 21.6 million dollar yearly income, or 13.9 percent, should pay at least 40 percent. Obama said, “If you make more than $1 million a year, you should not pay less than 30 percent in taxes,” while reiterating that “Warren Buffet pays a lower [tax] rate than his secretary.”
The secretary is paying more tax because capital gains earned through instruments such as investment funds and securities are taxed at a very low rate in the United States.
In fact, the decrease in financial regulation led to a rapid increase in the earnings of the banking sector and made the bankers into king-makers who govern the political system in any way that they please. Indian activist Arundhati Roy also shares this opinion saying, “One hundred of India's richest people own assets worth one-fourth of the country's GDP.“ While in the United States, 1 percent of the population controls the nation's economy and politics. Social services are trying to manage with the help of public charities rather than with taxes.
However neither India, with a population of 1.2 billion, nor the United States, with a population of 310 million, will be able to carry out its health and education services with the help of public charities. Furthermore, Roy also brought attention to contradictions, such as the aid agency of the well-known Indian company Tata. Rather than donate money to poor villagers who could not pay their debts and in turn committed suicide, it instead helped the Harvard Business School, donating 50 million dollars. In Roy’s opinion, if the course continues this way, capitalism, in complete opposition to Marx's statements, will be brought down not by the working class but instead by the rulers of capitalism, the businessmen who don't pay taxes and the bankers that know no rules.
If you ask how our choices are being made.... President Erdogan, like President Obama, is standing on the side of the poor. They changed their choices on public spending to favor the poor. They are spending more resources on health and education. Both of them want the rich to pay more taxes. The American rich oppose Obama. And the conservative Istanbul capitalists oppose Erdogan for cutting the budget annuity, for borrowing from the IMF and not giving it to them, for changing obsolete trade laws to prevent corruption and for not being tricked by the ones who make up the interest lobby, thus not letting the treasury be robbed with hot money. In short, Obama and Erdogan are two leaders who have opposed the world's capitalist leaders. Both of them are siding with the poor and are the target of strong reactions by lobbies. At the global level, the cross-ownership of the media and the banks by the capitalists are trying to play different types of games.
Bankacılar Obama ve Erdoğan'a niye karşı?
ABD Başkanlık seçimleri kasımda yapılacak. Başkan Barack Obama önceki gün Kongre'de yaptığı konuşmada, gelir eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için zenginlerden daha fazla vergi alınması çağrısını yineledi. Obama, "Ya az sayıda insanın iyi ve çok sayıda insanın zor geçindiği bir ülkeye razı oluruz ya da ekonomimizi, herkesin adil bir pay aldığı, herkes için aynı kuralların geçerli olduğu bir yapıya kavuştururuz" dedi.
Obama, rakibi Cumhuriyetçi aday Mitt Romney'i de ödediği düşük vergiyle vurdu. Romney'in 21.6 milyon dolarlık yıllık gelirinden sadece 3 milyon dolar federal gelir vergisi ödediğini, bunun, gelirinin yüzde 13.9'una denk geldiğini, oysa en az yüzde 40 vergi ödemesi gerektiğini söyledi. Bir milyon dolardan fazla kazananların yüzde 30'dan az vergi ödememesi gerektiğini belirten Obama, ünlü yatırımcı Warren Buffet'ın, "sekreterim benden daha yüksek vergi ödüyor" sözüne gönderme yaptı. Sekreteri, Buffet'den daha çok vergi ödüyor çünkü hisse senedi, yatırım fonu gibi araçlardan elde edilen sermaye gelirleri ABD'de çok düşük oranda vergilendiriliyor.
Nitekim, mali regülasyonların azaltılmasının, bankacılık sektöründe kazançların hızla büyümesine yol açtığı ve bankacıların, siyasal sistemi istedikleri gibi yönlendiren kardinaller haline geldiği ileri sürülüyor. Bunu da ünlü Hintli aktivist Arundhati Roy söylüyor. Roy'a göre, Hindistan'da 100 zengin, milli gelirin yüzde 25'ini elde ediyor. ABD'de ise nüfusun yüzde biri ülke ekonomisini ve siyasetini kontrol ediyor. Kamu hizmetleri, vergiler yerine sivil toplumun yardım kuruluşları tarafından görülmeye çalışılıyor.
Oysa 1.2 milyar nüfusa sahip Hindistan'da, ya da 310 milyon nüfuslu ABD'de sivil toplum yardımlarıyla sağlık ve eğitim hizmetlerini gerçekleştirmek mümkün olamaz. Hatta bazı çelişkileri de duyuran Roy, ünlü Hint firması Tata'nın yardım kuruluşunun, borcunu ödeyemediği için intihar eden fakir Hintli köylüler yerine, Harvard Business School'a yardım ettiği ve 50 milyon dolar bağışladığına dikkat çekiyor. Süreç bu şekilde giderse, Roy'a göre kapitalizm Marks'ın söylediğinin tam aksine işçi sınıfı değil, kapitalizmin kardinalleri olan vergi ödemeyen işadamları ve kural tanımaz bankacılar tarafından yıkılacak.
Bizde tercihler ne yönde gelişiyor derseniz... Başbakan Erdoğan, Başkan Obama gibi fakirin yanında duruyor. İki lider de kamu harcamalarıyla ilgili tercihlerini fakirlerden yana değiştiriyorlar. Sağlık ve eğitim harcamalarına daha çok kaynak ayırıyorlar. İkisi de zenginlerin daha çok vergi ödemesini istiyor.
Obama'ya, ABD'li zenginler karşı çıkıyor. Erdoğan'a da statükocu İstanbul sermayesi, bütçe rantlarını kestiği için, IMF'den borç alıp onlara vermediği için, köhne Ticaret Kanunu'nu değiştirip şirket hortumlarını kestiği için ve faiz lobisi yapanların oyununa gelmeyip Hazine'nin kaynaklarını sıcak parayla soymalarına izin vermediği için kızıyorlar.
Kısacası Obama ve Erdoğan, dünyanın kapitalist kardinallerine karşı çıkan iki lider. İkisi de fakirlerin yanında duruyorlar ve lobilerin sert tepkilerine hedef oluyorlar. Küresel düzeyde banka ve medya kuruluşlarında çapraz mülkiyete sahip olan sermayedarlar tarafından türlü oyunlarla yıpratılmaya çalışılıyorlar.
This post appeared on the front page as a direct link to the original article with the above link
.