Sometime in the past few weeks, American actor and film director George Clooney was arrested in front of the Sudanese Embassy in Washington for participating in a protest. After being released, Clooney said, “We are trying to bring attention to an on-going emergency.... One of those ways was apparently getting arrested.”
Through the eyes of someone who doesn't know him, Clooney would seem to be a humanitarian. If you do a bit of research on Clooney, however, you will find that he is a representative of all of the wars, massacres, famines and squalor that take place in Sudan, Iraq, Afghanistan, Latin America, Africa and anywhere else in the world. How? In 2010, Clooney became a member of the Council on Foreign Relations (CFR), an imperialistic think tank that guides U.S. foreign policy. What's more, he made himself a “lifetime member.”
Readers of Milli Gazete will remember the Council on Foreign Relations being mentioned in our book “Secret World Government.” However much it portrays itself as “objective” and “disinterested in profit,” the CFR is a government establishment like Britain's Chatham House. [Editor’s Note: Chatham House is actually an independent non-profit, non-governmental organization based in London: www.chathamhouse.org.] A large portion of the members are government officials and members of Congress. There are other high-profile members, such as CIA officials, top-level media executives, bankers, academics and even secretaries of state. David Rockefeller is the Honorary Chairman of the organization. Remember the Rockefeller name from Bilderberg. Rockefeller is also a member of this organization, which meets once a year in a different country to discuss world events and keeps all of its discussions secret.
Rockefeller and the CFR are basically running American foreign policy on their own — from Israel's terrorism of the Middle East to the colonization of Iraq and Afghanistan, to the bloody toppling of democratically-elected governments in Latin America. In fact, it was the CFR that convinced then-President Jimmy Carter to allow Mohammad Reza Pehlevi into the United States following the Iranian Revolution.
Now let us return to George Clooney. As a lifetime member of the CFR, a tool of global Zionism, he is merely a pawn trying pass himself off as a “humanitarian” before the public eye in order to secure the continuation of the global system of exploitation. If he was truly a revolutionary, he would come out against the inhumane policies of Israel and Europe, which are extensions of America. If we want to talk about a revolutionary from the cinema and film sector, it's not George Clooney. It would be, without a doubt, director Ken Loach. He has won hundreds of prizes and has made very harsh criticisms of human rights violations committed by the U.S., his native England and Israel. Sometimes you can catch him in venues in small London districts preaching against Israeli imperialism, making anti-war demonstrations or boycotting certain film festivals because they are sponsored by Israel.
Most recently, he sent a letter to director Richard Moore when he learned that Israel was one of the sponsors of Australia's Melbourne Film Festival. In the letter, Loach said:
“Dear Richard Moore,
As you are no doubt aware, many Palestinians, including artists and academics, have called for a boycott of events supported by Israel. There are many reasons for this; the illegal occupation of Palestinian land, destruction of homes and livelihoods, the massacres in Gaza, all are part of the continuing oppression of the Palestinian people.
We have no alternative but to respond to their appeal for help.
The Israeli poet, Aharon Shabtai, has said, ‘I do not believe that a state that maintains an occupation, committing on a daily basis crimes against civilians, deserves to be invited to any kind of cultural event.’
This is not a boycott of independent Israeli films or filmmakers but of the Israeli state.
We hope you can reconsider accepting Israel as a sponsor. If not, then we feel obliged to withdraw our film, Looking For Eric, from the festival.”
Upon receiving a negative reply to his letter, he wrote a second letter to Moore, saying:
“The cultural boycott called for by the Palestinians means that remaining sympathetic but detached observers is no longer an option. You either support the boycott or break it.”
It is clear from the above excerpts that Loach is boycotting the Melbourne Film Festival due to Israel's sponsorship. This shows that he is a true revolutionary. There is no need, on the other hand, to say that George Clooney is duplicitous. For this reason, we wish Ken Loach well for keeping the true revolutionary spirit alive.
Geçtiğimiz haftalarda Amerikalı aktör ve film yönetmeni George Clooney Sudan'ın Washington Büyükelçiliği önünde bir protesto gösterisine katıldı ve bu yüzden tutuklandı. Kısa süreli tutuklamadan sonra serbest bırakılan Clooney, "Amacım zaten kendimi tutuklatıp, Sudan'daki insan hakları ihlallerine dikkat çekmekti" diyor. Tanımayan birisi için ilk bakışta, bunları yapan ve söyleyen Clooney insancıl biridir. Size şaşırtıcı gelebilir ama Clooney'i biraz araştırınca, aslında Sudan'da, Irak'ta, Afganistan'da ya da Latin Amerika, Afrika, dünyanın herhangi bir yerindeki tüm savaşların, katliamların, açlık ve sefaletin temsilcilerinden biri olduğunu görürsünüz. Nasıl mı? Irkçı emperyalizmin beyin takımını oluşturan ve ABD dış politikasına yön veren Council on Foreign Relations (CFR)'ye George Clooney de 2010 yılında üye oldu. Üstelik "Lifetime membership" yani ömür boyu üyelik hakkı verildi kendisine.
Milli Gazete okuyucuları, Gizli Dünya Devleti kitabından Council on Foreign Relations (CFR)'yi hatırlayacaktır. Her ne kadar "Kâr amacı gütmeyen, tarafsız" bir think tank olarak tanıtsa da CFR kendisini, İngiltere'nin Chatham House isimli düşünce kuruluşu gibi bir devlet kuruluşudur. Zira, üyelerinin büyük bölümünü hükümet üyeleri ile Kongre üyelerinden oluşur CFR'nin. CIA yetkililerinden, üst düzey medya yetkililerine, bankacılara, akademisyenlere, dışişleri bakanlarına kadar elit bir üye profiline sahip. CFR'nin Onursal Başkanlığını David Rockfeller yürütüyor. Rockfeller ismini Bilderberg'ten hatırlayın. Her yıl dünyanın farklı bir ülkesinde dünyadaki gelişmeleri değerlendiren ve konuştukları her şeyi gizli tutan Bilderberg'in de asil üyesi Rockfeller.
Rockfeller ve CFR, İsrail'in Ortadoğu'da estirdiği terörden, Irak ve Afganistan işgallerine, Latin Amerika'daki demokratik yönetimlerin kanlı bir şekilde devrilmesine kadar ABD'nin neredeyse dış politikasını tek başlarına yönetiyor. Öyle ki, İran Devrimi'nden sonra Muhammed Rıza Pehlevi'nin ABD'ye alınması için Başkan Jimmy Carter'ı CFR ikna etmişti.
Şimdi tekrar George Clooney'e gelelim. Küresel Siyonizm'in aracı bir kuruluşu olan CFR'ye ömür boyu üye olan Clooney, aslında küresel sömürü düzeninin devamını dünya kamuoyu önünde 'insancıl' göstermeye çalışan bir piyon. Eğer gerçekten devrimci olsaydı, Amerika ve onun uzantıları olan İsrail ve Avrupa'nın gayri insani politikalarına karşı çıkardı. Eğer sinema ve film sektöründe bir devrimciden bahsedeceksek bu George Clooney değil, hiç kuşkusuz Yönetmen Ken Loach olurdu. Kendi ülkesi İngiltere dahil, ABD ve İsrail'e insanlık suçu işledikleri için sert eleştiriler getiren ve yüzlerce ödül kazanmış Loach'u bazen Londra'nın küçük metropol belediyelerinden birinin bir salonunda İsrail'in Filistin'de uyguladığı ırkçı ve işgalci politikalara karşı nutuk atarken, bazen savaş karşıtı gösterilerde, bazen de bazı film festivallerini İsrail'den gelen sponsorluk nedeniyle protesto edip boykot ederken görürsünüz.
Loach en son 13 Temmuz 2009'da Avustralya Melbourne Film Festivali'ne İsrail'in sponsor olduğunu öğrendiğinde Film Festivali Direktörü Richard Moore'a bir mektup göndermişti. Mektubunda şöyle diyor Loach: "Sevgili Richard Moore, üzülerek öğrendim ki, festivalinizin bir bölümü İsrail devleti tarafından destekleniyor. Senin de hiç kuşkusuz bildiğin gibi, akademisyen ve oyuncular dahil bir çok Filistinli İsrail tarafından desteklenen etkinliklere boykot çağrısı yaptılar. Bunun, Filistin topraklarının illegal bir şekilde işgalinden, evlerin ve hayatların yıkılmasına, Gazze'deki katliama ve Filistin halkının baskı ve zulüm altında olmasına kadar birçok sebebi var. Bizlerin de Filistin'e yardım etmek için bu çağrıya cevap vermekten başka alternatifimiz yok. İsrailli şair Aharon Shabtai diyor ki: 'Sivillere karşı her gün suç işleyen ve işgali sürdüren bir devletin herhangi bir kültürel etkinliğe davet edilmesi gerektiğine inanmıyorum.' Bu bağımsız İsrail filmlerini ve film yapımcılarını boykot değil, İsrail devletini boykottur. Umarım, İsrail'in sponsor olmasını yeniden gözden geçirirsiniz. Eğer yapmazsanız, o zaman bizler mecburen filmimizi festivalden çekmek zorunda olacağız."
Moore'dan mektubuna olumsuz cevap alan Ken Loach ikinci bir mektup daha yazıyor ve şöyle diyor: Filistinliler tarafından İsrail'e karşı kültürel boykot çağrısına sempati duyup bu çağrıya ilgisiz kalmak bir seçenek değildir. Siz ya boykotu desteklersiniz ya da onu delersiniz. Bizim seçeneğimiz çok açık."
Yukarıdaki sözlerden de anlaşılacağı gibi Loach Melbourne Film Festivali'ni İsrail sponsor olduğu için boykot ediyor. Bu da onun gerçek bir devrimci olduğunu gösteriyor. Clooney'in düzenbazlığını ise söylemeye gerek yok zaten. O yüzden biz de Ken Loach'a bu devrimci ruhu hala yaşattığı için buradan selam gönderiyoruz.
This post appeared on the front page as a direct link to the original article with the above link
.
It wouldn’t have cost Trump anything to show a clear intent to deter in a strategically crucial moment; it wouldn’t even have undermined his efforts in Ukraine.