As far as leading universities go, American institutions set an example for the world. Personally I feel particularly drawn to Princeton University, with its research on the Middle East and incredibly well-stocked library. In my numerous trips to the United States, I have never missed an opportunity to visit Princeton. Its Woodrow Wilson School of Public and and International Affairs, named after a president, was considered an exceptional center for education.
Slave Quarters
At that same university, there was a time when students from the South owned Black slaves who occupied the dormitories’ top floor. To this day, students live in those former slave quarters. No one, however, is enslaved anymore.
Wilson Was Apparently Racist
I read about Princeton’s decision to change the name of its school of Public and International Affairs in the morning paper. As the United States struggles in the wake of Black riots, it was apparently determined that Wilson, a former president, had espoused racist views. As you know, it does not stop there. Another president, Theodore Roosevelt, was subjected to scrutiny due to a statue of him flanked by African Americans and Native Americans. The monument will be preserved by moving it to a museum.
The Thrill of Change
Isn't it a common inclination to be unhappy with one’s past and try to change it? Look at Leningrad, which after so many years became St. Petersburg. In our country, wasn’t the Yildiz Palace complex of Abdulhamit II, our last sultan, dismantled and made into a casino, all in an effort to obliterate the sultan’s heritage? Don’t today’s Ataturk Boulevard and the Halaskargazi (saviors) Street hide former names? In Argentina, many streets beginning with the word “libertador” (savior) used to bear other names. The world has moved beyond these practices, yet they are brand new in the United States. Let’s see to what extent Americans can deny their own history.
Amerika Birleşik Devletleri'nde dünyanın örnek aldığı kurumların başında seçkin üniversiteler gelir. Bunların arasında benim en fazla ilgi duyduğum üniversite. özellikle Ortadoğu'ya ilişkin çalışmaları ve inanılmaz zenginlikteki kitaplığı ile Princeton Üniversitesi'ydi. Amerika'ya defalarca yaptığım ziyaretlerde fırsat bulunca Princeton'a da gittim. Müteveffa Başkanlardan Wilson'un adını taşıyan Siyasal Bilgiler Fakültesi, örnek bir eğitim merkeziydi.
Köle katları
Yatılı öğrencilerin eski dönemde kaldıkları kulübelerin çatı katında, Güneyli öğrencilerin siyah derili köleleri gecelerini geçirirlermiş. Son dönemde bu çatı katlarında da öğrenciler kalmaktaydı. Kimsenin esir kullanacak hali kalmamıştı.
Wilson ırkçıymış...
Gazetelere bakarken, Princeton'un Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin adının değiştirilmesi için karar alındığını gördüm. Amerika'yı alt üst eden siyahların ayaklanmaları sırasında, eski Başkan Wilson'un da ırkçı tutumlara sahip olduğuna karar verilmiş. Bu çizgi biliyorsunuz uzayıp gidiyor. Örneğin at sırtındaki Roosewelt heykelinin bir yanında Kızılderili bir yanında da siyah derili figürler olduğu için, bu heykel de yıkılmaktan kurtarılmak için müzeye taşınacakmış.
Değiştirme merakı
Geçmişinden mutsuz olup bunu değiştirmeye çalışmak çok yaygın bir eğilim değil midir? Örneğin kaç yıllık Leningrad nasıl St. Petersburg oluverdi? Bizde de Sultan II'nciAbdülhamit'in izlerini silmek için Yıldız kompleksi parçalara ayrılmadı ve içinde kumarhane bile kurulmadı mı? Şimdi Atatürk Bulvarı veya Halaskargazi Caddesi gibi isimler taşıyan yolların eski adları aynı mıydı? Arjantin'de de bütün caddelere "Kurtarıcı" anlamı taşıyan "Libertador"la başlayan farklı isimler verilmişti.
Biz de dünya da bu dönemi geride bıraktık ama Amerika'da bu dönem yeni başlıyor. Bakalım kendi tarihlerini hangi noktaya kadar inkar edebilecekler?
This post appeared on the front page as a direct link to the original article with the above link
.
The U.S. must decide what type of foreign policy it wants to pursue: one based on the humanism of Abraham Lincoln or one based on the arrogance of those who want it to be the world’s policeman.