Alarm Bells for Water Conflict in Central Asia

 

 

 

<--

Orta Asya’da su savaşları alarmı!

Küresel ısınma dünyayı tehdit ediyor.

Bazı ülkeler “su politikası eylem planları” yaparak erkenden kimi tedbirleri hayata geçirdiler bile. Yüz yıl sonrasını tahayyül edip vizyoner planlamalar yapmak bir ülkenin gücüyle yakından ilgilidir.

Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğunu daha önceki yazılarımızda ifade etmiştik. Orta Doğu hiç de uzak olmayan bir gelecekte su savaşlarına sahne olacaktır. Bu herkesin hemfikir olduğu bir gerçeklik.

İlginç olan şu ki Orta Asya’da da büyük su savaşları olma potansiyeli bir hayli yüksek zira Rusya ve Asya ülkeleri medyalarında bu risk çoktan yazılıp çizilmeye başlandı bile.

Özellikle Türkmenistan, Afganistan, Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan ve Kırgızistan arasında su kaynaklarının paylaşımı noktasında çok büyük gerginliklerin yaşanabileceği belirtiliyor.

Mesela, ABD Dışişleri Bakanlığı, Rockefeller Vakfı, USAID (ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı) gibi kuruluşların ilgili bölgede su kaynakları üzerinden özellikle Afganistan’daki kimi gruplarla, Tacik ve Kırgızlarla birtakım çalışmalar yürüttüğünü söylesem şaşırır mıydınız?

Peki Rockefeller Vakfı, Kırgızistan, Tacikistan ve Afganistan’da ne arıyor? Bu ülkelerin sosyoekonomik anlamda bölgenin en yoksul ülkeleri olduğunun altını bilhassa çizelim! ABD ve türevlerinin yoksul ülkelere menfaati yoksa yardım ettiği, el uzattığı nerede görülmüş?

Çünkü bu ülkelerde büyük su rezervleri var!

Siri Derya yani Seyhun Nehri, Kırgızistan’da Tanrı Dağları eteklerinden doğar. Nehir önce Özbekistan topraklarına ardından Tacikistan’a, oradan yine Özbekistan’a dönerek bu kez Kazakistan topraklarına ulaşır. Toplam uzunluğu 2.865 km’dir.

Amu Derya yani Ceyhun Nehri, Afganistan’dan Pamir ve Hindikuş Dağlarının kesiştiği yerden doğar, kendine diğer su kaynaklarından da katarak kuzeybatıya doğru yönelir. Bu ırmağın havzası da yine aynı ülkelerdir. Toplam uzunluğu 2.774 km’dir.

Tarihçiler Ceyhun ve Seyhun arasında kalan bölgeye “Maveraünnehir” demiştir. Bu bölge Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan topraklarıdır. ABD ve Rockefeller Vakfı’nın niyetini yavaş yavaş anladınız sanırım!..

Su kaynakları konusunda dışa bağımlı Türk Cumhuriyetleri öncelikle Özbekistan ve Türkmenistan’dır. Kazakistan nispeten su kaynakları konusunda zengin bir ülkedir lakin su kaynaklarını akılcı bir politikayla yönettiğini söylemek mümkün değil!

Mesela İrtiş Nehri, Çin’den daha doğrusu Doğu Türkistan’dan kaynağını alan devasa bir ırmak. Uzunluğu 4.248 km’dir. Kazakistan’dan sonra Rusya’ya akar ve oradan Kara Deniz’e dökülür. Başkent Astana’da akan İşim Nehri, Rusya’nın Petropavlovsk bölgesinden kar sularıyla beslenen İrtiş’in bir koludur. Kazakistan’da irili ufaklı pek çok su kaynağı vardır lakin ülkenin ciddi bir su politikası maalesef yoktur!

Hasılı şimdi bölge ülkeleri, su kaynaklarının kullanımı konusunda kızıştırılıyor. Amaç bu bölgede kaos oluşturup bölgeye barış(!) götürmek ve oraya da yerleşmek! Türk Cumhuriyetlerinin arasını açacak su politikaları bölgeye felaket götürür ancak…

Türk Devletleri Teşkilatı’nın artık gündelik rutin toplantılardan çıkıp hemen her alanda ciddi politikalar üretmesi gerekmez mi?.. Bu vizyonu görememenin şaşkınlığı ve hayal kırıklığı içinde olduğumu belirtmek isterim.

Rockefeller Vakfı, Orta Asya ülkelerinin su derdine düşmüş! Vah ki ne vah!

İnsan sormadan edemiyor: Afrika’da insanlar içmeye su bulamazken, bu Rockefeller oraya niçin gidip su kuyuları açmıyor? Afrika’nın su derdi ve yoksunluğu niye onları bağlamıyor?

Sözün özü; su uyuyor lakin düşman uyumuyor işte!

Niyet hayır değil!

Akıbet belli değil!

Bekleyip göreceğiz…

About this publication