While revealing the limits of American tolerance for the “other” and how misguided their conception of Islam is, the project to build an Islamic center near “Ground Zero” has left President Barack Obama in a difficult situation. Stuck between two options, either positioning himself firmly on the side of freedoms America is said to cherish or distancing himself from that position as his identity as a politician requires, President Obama felt obliged to retreat from his earlier declaration of support for the Islamic center project at the Iftar dinner he hosted at the White House. The president, who had said the day before that it was American Muslims’ constitutional right to build the Islamic center, said the day after that he would not comment on if the project was a wise idea or not.
Although some of Obama’s liberal supporters described his retreat as intellectual cowardice, his opponents’ attacks continued apace. For example, Newt Gingrich, who is speculated to be a prospective Republican presidential candidate and, who has expressed irresponsible and populist remarks lately, did not stop charging the President of “pandering to radical Islam.”
Establishing a lousy association between Obama, Muslims and Islam, especially radical Islam for that matter, no doubt benefits the Republicans. They carry this out in a very systematic way too. It is not, therefore, without reason that one in five Americans think that Obama is a Muslim. These widespread prejudices among Americans against Islam and Muslims are in fact turning the image, which the Republicans try to create of Obama, into a political risk. One out of three Americans also think, according to Time magazine, that a Muslim should not even be allowed to run for American presidency. Four out of every ten Americans hold negative feelings for Muslims.
In such a tough atmosphere, Obama would be expected to normally avoid expressions and gestures that might be perceived sympathetic to Islam for his own political survival. After all, he already elicited a lot of suspicions because of his family’s roots in Islam, the fact that he spent part of his childhood years with his step-father in Indonesia in a Muslim environment and his middle name, Hussein. At the same time, as the president of the U.S. he must foster understanding of and tolerance towards Muslims and Islam. Otherwise, not only would he not be honoring his oath to remain faithful to the American constitution, he would also be overlooking the international interests of his own country.
The Republicans are abusing the Islamophobic feelings, which spread more after the 9/11 attacks, for their own narrow political interests. They handled Islam totally different when they were in firm control of the White House for eight years and Congress for six years during George W. Bush’s term. George W. Bush visited a mosque in Washington a few days after the 9/11 attacks and continuously emphasized that Islam is a peaceful religion, and this was not because he fell for the “dark eyes and dark eyebrows” of the Muslims. It was the interests of the United States that obliged him to act that way. If a few zealots had at the time conducted bloody acts against Muslims in order to take revenge for 9/11, this would have caused colossal damage to domestic order and peace inside the U.S. and for American foreign policy. Appealing to the Muslims, whose population is currently hovering around 1.5 billion and who live in the most important geopolitical areas in the world, is a chief American interest. Especially following its invasion of two strategically significant Muslim countries, Afghanistan and Iraq, based on its purported “War on Terror,” the United States accords greater significance to its public diplomacy so that its political moves will not be perceived as a “War on Islam.” The American president is therefore not only the commander in chief of the army but also the chief actor in U.S. public diplomacy. I assure you that even if Americans elected Newt Gingrich or Sarah Palin or even someone like Hitler, the elected U.S. president would have played the same role, no matter if he or she liked the Muslims or not…
I am not implying that Americans are delusional enough to elect a leader like Hitler. Although there are a few, they form the minority. In spite of intensive propaganda and misbehaviors of some Muslims, the majority of Americans are not yet hostile to Islam and Muslims. The surveys have shown that those Americans who personally know an American Muslim tend to view Islam more positively. The fact that only four out of ten Americans personally know a Muslim tells us why such prejudices still prevail in American society and how they can be overcome. This comforting detail, of course, is not to say that the current atmosphere in the United States for Islam and Muslims is risk-free, will lead to peace or even help U.S. foreign policy. The solution is to be found, as always, in education, engagement, dialogue, mutual understanding, respect and wisdom.
When it comes to Turks, the particular conception of Muslims in the minds of Americans does not include us. Only few Americans actually know that Turks are Muslims. Therefore, Turks and Turkey are not yet affected from the negatives image of Muslims and Islam in America. Yet, we should note the recent increase in the number of comments and news in the American media that try to establish a positive or negative association between Turkey and Islam. Regarding the Turkish-American relations, it is not practically possible for Turkey to have a “model partnership” with an Islamophobic country. In other words, the gradual rise in Islamophobia in the U.S. might upset Turkish-American relations in the long term.
New York'ta 11 Eylül 2001 saldırılarının yıktığı İkiz Kuleler'in mekânı yakınına büyük bir İslam merkezi kurulması projesi, Amerikalıların 'öteki'ye toleransının ve Müslümanlığı idrakinin sınırlarını bir kez daha ortaya koyarken, Başkan Barack Obama'yı da siyaseten zor durumda bıraktı.
Özgürlükçü yanı ile siyasetçi kimliği arasında sıkışıp kalan Obama, Beyaz Saray'daki iftarda önceki hafta yaptığı cami yanlısı çıkışı bir gün bile sürdüremeden geri adım atmak zorunda kaldı. Söz konusu mekâna cami yaptırmanın din özgürlüğünü garanti altına alan ABD Anayasası çerçevesinde Müslümanların 'hakkı' olduğunu vurgulayan Obama, projenin akıllıca olup olmadığı konusunda ise yoruma girmeyeceğini söyledi.
Obama'nın bu kaçamak tavrı, bir kısım liberal destekçileri tarafından entelektüel cesaretsizlik olarak görülürken, muhalefetin saldırı iştahında azalmaya ise yol açmadı. Mesela Cumhuriyetçilerin müstakbel başkan adayları arasında gösterilen ve son dönemlerde oldukça sorumsuz popülist beyanlarıyla dikkat çeken Newt Gingrich, Obama'ya yaptığı 'Radikal İslam'a yüz sürüyor' ithamından vazgeçmedi.
Obama'yla Müslümanları, İslam'ı, tercihen 'radikal İslam'ı ilişkilendirmek muhalefetin işine geliyor. Ve bunu gayet sistemli yapıyorlar. Tevekkeli değil, PEW araştırma şirketinin son anketine göre halkın beşte biri Obama'nın Müslüman olduğunu zannediyor. Amerikan halkında İslam ve Müslümanlığa ilişkin derin önyargılar bu imajı Obama için küçümsenmeyecek bir siyasi risk haline getiriyor. Zira Time dergisinin son anketine göre halkın yaklaşık üçte biri İslam'a müntesib birinin ABD'de başkanlık yarışına girmesine dahi engel olunması gerektiği görüşünde. 10 Amerikalıdan 4'ü Müslümanlara olumsuz düşünceler besliyor.
Böylesine haşin bir kamuoyu ortamında Obama'nın normalde siyasi sağlığı icabı Müslümanlığa sempati olarak algılanabilecek söz ve davranışlardan uzak durması gerekir. Ama öyle bir lüksü bulunmuyor. Her şeyden evvel, baba tarafından ailesinin Müslüman kökleri, çocukluğunun bir kısmını Müslüman üvey babasıyla Endonezya'da İslam kültürüyle şekillenmiş bir ortamda geçirmesi ve orta ismi 'Hüseyin' onu zaten yeterince 'sabıkalı' kılıyor. Buna ilaveten, bir ABD başkanı olarak, devlet adamı kimliğiyle Müslümanlara ve İslam'a hoşgörülü bir tutum sergilemek durumunda. Aksi halde sadık kalacağına yemin ettiği özgürlükçü ABD Anayasası'na bağlılığı tartışılır hale geleceği gibi, ülkesinin uluslararası çıkarlarını da yeterince gözetememiş olur.
Bugün Cumhuriyetçi muhalefet, Amerikan halkında 11 Eylül saldırılarından sonra yaygınlaşan İslamofobik duyguları siyasi çıkarları için istismar ediyor olabilir. Ama onlar bile dün, yani George W.Bush döneminde sekiz yıl Beyaz Saray'ı, altı yıl Kongre'yi kontrol ederken, çok farklı bir tutum sergilemişti. 11 Eylül'den birkaç gün sonra zeytin dalıyla Washington'daki bir camiye giden, ardından her vesileyle İslam'ın 'barış dini' olduğunu söyleyen Bush, bütün bunları sırf Müslümanların kara kaşı kara gözü için yapmıyordu. Her şeyden evvel, Amerikan devletinin âli çıkarları öyle davranmasını gerektiriyordu. Eğer birkaç kendini bilmez Amerikalı, akıllarınca 11 Eylül'ün intikamını almak için ülkedeki Müslümanlara büyük bir kanlı saldırı düzenleseydi, ABD'nin hem iç barışına hem de dış politikasına ne kadar büyük zarar verirdi, tahayyül edebiliyor musunuz? Özellikle global siyaset açısından, sayıları neredeyse 1,5 milyarı bulan ve hasbelkader çoğu dünyanın jeopolitik önemi en çok haiz bölgelerinde ikamet eden Müslümanlara hoş görünmek ABD'nin hayati çıkarlarından biri. 'Teröre karşı savaş' gerekçesiyle son 10 yılda iki stratejik İslam ülkesini -Afganistan ve Irak- işgal eden ABD, yaptığı hamlelerin 'İslam'a karşı savaş' olarak algılanmaması için kamu diplomasisine büyük emekler sarf ediyor. Başkan, sadece başkomutan değil, aynı zamanda kamu diplomasisinin de başaktörüdür. Sizi temin ederim, Amerikan halkı değil Newt Gingrich ya da Sarah Palin, Hitler'i bile başkan seçse, seçilen kimse aynı rolü oynayacaktır. Müslümanları sevsin ya da sevmesin...
Yanlış anlaşılmasın, Amerikan halkının Hitler tipi bir lider seçecek kadar hezeyan içerisinde olduğunu ima etmiyorum. Böyleleri mevcut olsa da, şükür ki çok azınlıkta. Haddizatında, tüm kara propagandalara ve bir kısım Müslümanların da hatalı davranışlarına rağmen Amerikalıların hâlâ çoğunluğu İslam ve Müslümanlara düşman değil. Hatta anketlere göre, Müslüman Amerikalıları şahsen tanıyan Amerikalıların çoğunluğu İslam'a da olumlu bakıyor. Her 10 Amerikalıdan sadece 4'ünün bir Müslüman'ı şahsen tanıyor olması ise önyargıların neden tamamen kırılamadığını ya da nasıl kırılabileceğini biraz izah ediyor. İstikbal adına nispeten ferahlatıcı bu ayrıntıya rağmen, ABD'de İslam ve Müslümanlara ilişkin mevcut atmosferin ülkenin hem iç barışı hem de dış politikası için görünür gelecekte ciddi riskler içerdiği göz ardı edilemez. Çözüm, her zaman olduğu gibi eğitim, angajman, diyalog, karşılıklı anlayış, saygı ve aklıselimde.
Türklere gelince, Amerikalıların zihnindeki Müslüman şablonları içine biz pek girmiyoruz. Türklerin Müslüman olduğunu bilen çok az. Dolayısıyla İslam ve Müslümanların bozuk imajı Amerikalı Türklere ve topyekûn Türkiye'ye şimdilik doğrudan pek yansımıyor. Ancak bu arada Amerikan basınında Türkiye ile Müslümanlığı gerek olumlu gerek olumsuz manada ilişkilendiren haber ve yorumların arttığını da not edelim. Türkiye'nin İslamofobik bir ülkeyle 'model ortaklık' gerçekleştirmesi pratikte mümkün değil. Yani ABD'de İslamofobi'nin artması, uzun vadede Türkiye'deki Amerikan fobisine benzer şekilde Türk-Amerikan ilişkilerini olumsuz etkileme potansiyeli taşıyor.
This post appeared on the front page as a direct link to the original article with the above link
.
The madness lies in asserting something ... contrary to all evidence and intelligence. The method is doing it again and again, relentlessly, at full volume ... This is how Trump became president twice.
It wouldn’t have cost Trump anything to show a clear intent to deter in a strategically crucial moment; it wouldn’t even have undermined his efforts in Ukraine.