Bilardo oyunu ile uluslararası olaylar arasında ilginç bir benzerlik vardır. Bilardoda bir topun hareketiyle masada başlayan devinimin nasıl sonuçlanacağı çoğunlukla bilinmez. Tıpkı uluslararası bir olayın bir diğerini nasıl etkileyeceğinin bilinemeyeceği gibi…
ABD, Rusya’nın Afganistan’ı işgali sırasında desteklediği mücahitlerin yıllar sonra düşmanı olacağını o zamanlar bilemezdi. 11 Eylül saldırılarının ardından ABD’nin zamanında destekleyip yardım ettiği, hatta Rambo’nun üçüncü filminde birlikte çarpıştığı adamlar çıkınca pek çok Amerikalı oldukça şaşırmıştı.
ABD yönetimi 11 Eylül’ün ardından saldırının faili El-Kaide’ye ve elinde kitle imha silahları bulunduğunu iddia ettiği Irak’a savaş açtı. Paul Greengrass’ın yönettiği Yeşil Bölge (Green Zone) bu silahları arayan ekiplerden birinin lideri olan kıdemli çavuş Roy Miller’in (Matt Damon) Irak’ta gerçeği arayışını konu ediniyor. Kendisine verilen istihbaratlar doğrultusunda hareket eden Miller ve ekibi, operasyonlardan her seferinde elleri boş döner. Miller’ı en çok şüphelendiren ise istihbarat kaynaklarının anonim olmasıdır.
Bu sırada Pentagon’un üst düzey yöneticilerinden Clark Poundstone (Greg Kinnear) Irak’ta çalışan Wall Street Journal yazarı Lawrie Dayne’nin (Amy Ryan) kitle imha silahlarıyla ilgili sorularını cevapsız bırakır. Poundstone, Dayne’nin işgal öncesi ABD’ye bilgi veren, “Macellan” kod adlı Iraklı üst düzey yetkilinin kim olduğuyla ilgili sorularını da geçiştirir.
Bir gün kendini Freddie (Khalid Abdalla) olarak tanıtan Iraklının verdiği bilgiler doğrultusunda bir eve baskın düzenleyen Miller ve ekibi, Saddam Hüseyin’in üst düzey generallerinden Al-Ravi’yi (Yigal Naor) son saniyede ellerinden kaçırır, ama Ravi’nin yanında bulunan başka birini tutuklarlar. Bu noktadan sonra işler Miller’ın umduğundan çok farklı şekilde gelişir. CIA ile Pentagon arasında kalan ve halkına söylenen yalanları öğrenen Miller, artık Poundstone tarafından bir tehdit olarak görülmektedir.
Bourne serisi ile seyirciyi kendilerine bağlayan, Greengrass ve Damon ikilisi Yeşil Bölge’de bir kez daha biraraya gelirken ABD halkına söylenen yalanların peşine düşüyor. Bourne filmlerini hatırlatan takip ve çatışma sahnelerinin yer aldığı filmde ABD’nin Irak’ta haksız yere bulunmasına üstünkörü değinilirken, Freddie karakterinin “Sizin ülkemde olmanızı en çok ben istiyorum” ve Saddam Hüseyin ve adamlarını kast ederek “Siz onlar bu ülkeye neler yaptı bilmiyorsunuz” sözleriyle varlıklarını meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
Yeşil Bölge yöneticilerin halkı nasıl uyuttukları ve istediklerini nasıl yaptıklarını anlatıyor. Filmin geniş kesimlere ulaşacağı düşünülünce Irak gerçeğinin olaydan habersiz kitlelere ulaşacağı düşüncesi insanı umutlandırıyor.
Uluslararası olaylarda çok ilginç etkilenmeler olur. Dikkatle bakıldığında insanı şaşkına çevirecek etkilenmeler. Fransa ile İngiltere’nin Korsika adası için yaptığı mücadelenin etkilerinin ABD’nin bağımsızlığını ilan etmesine ve Fransa’da devrime yol açacağı kimin aklına gelirdi düşünsenize…
This is one of the reasons America’s founding fathers were against “foreign entanglements”, a policy which we would do well to follow now.
Examples of supporters of non-interventionism are Presidents George Washington and Thomas Jefferson, who both favored nonintervention in European Wars while still maintaining trade. Former U.S. Senator Robert Taft supported this doctrine, and at this time, United States Congressman Ron Paul does as well.