Cumartesi günü apar topar kameraların önüne çıkan Obama gene herkesi şaşırtmayı başardı. Beklenen, Suriye’de Esad rejimine karşı günlerdir planlanan “sınırlı ve cezalandırıcı” hava saldırısı için onay verdiğini açıklamasıydı.
Şaşkınlık içindeki bakışlar arasında Obama, bombalama için yeşil ışık vermek yerine bu konuda kongre onayı arayacağını açıkladı. Böylece zaten son derece sınırlı ve muhtemelen etkisiz kalacak bir hava saldırısı için karar alma süreci son derece uzun ve engebeli bir güzergâha girmiş bulunuyor. Peki, Obama neden beklentilerin tersine bu askeri operasyon için Kongre onayına ihtiyaç duydu?
Kısa cevap maksimum tutarlılık ve meşruiyet arayışı. 2003’te Illinois Eyalet Meclisi’nde basit bir senatör konumunda olan Obama, Başkan Bush’un Irak savaşına karşı çıkmış ve Beyaz Saray’ı Kongre onayı almadığı için suçlamıştı. Siyasette tutarlı olmayı bir erdem olarak gören Obama, şimdi kendisini Bush’la aynı durumda bulmak istemedi. Peki, neden aynı tutarlılık Libya konusunda söz konusu olmadı? Zira Libya’ya yapılan operasyon için Kongre onayı gerekmemişti. Bu soruya Obama yönetimi şöyle cevap veriyor: Libya’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi onayı vardı. Dolayısıyla siyasi açıdan bir meşruiyet sorunu yoktu. Ama bu sefer hem ülke içinde hem de uluslararası platformda meşruiyet problemi var. İngiltere bile kendi parlamentosundan çıkan karar nedeniyle Washington’un arkasında değil.
ABD halkı savaş istemiyor
Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre ABD halkının yüzde 80’i savaş istemiyor.
Suriye’de ayrıca stratejik açıdan Libya ile kıyaslanamayacak riskler var. Mesela Suriye nedeniyle ABD bu sefer İran ile çatışma yaşayabilir. Aynı şekilde Rusya ve Çin ile gerginlik artabilir. Kısacası ABD halkının gözünde Suriye’de riskler büyük.
Sadece “sınırlı ve cezalandırıcı” bir operasyon yapılacak dense bile, ABD halkı tam da Irak ve Afganistan fiyaskoları sonrasında, kademeli şekilde yeni bir bataklığa saplanmak istemiyor.
ABD halkı bu kadar isteksiz olduğuna göre Kongre’den Suriye konusunda destek beklemek pek de gerçekçi görünmüyor.
Üstelik Kongre’de Obama’yı her konuda zor duruma düşürmek isteyen bir Cumhuriyetçi çoğunluk var. O halde Obama, Kongre’ye giderek büyük risk alıyor.
ABD’nin şu anda bile süper güç olarak bölgesel liderlik imajı ciddi darbe almış durumda. Eğer Kongre’den onay çıkmaz ve Obama eli kolu bağlı durumda kalırsa ABD’nin askeri ve stratejik açıdan inandırıcılığı, prestiji ve caydırıcılığı daha da büyük darbe almış olacak.
Birçok dış politika uzmanının gözünde Obama gereksiz bir riski göze alıyor. Siyasi tutarlılık ve meşruiyet adına ülkesinin dışarıdaki imajını zayıflatıyor. Bütün bunlar neden? Obama, girmek istemediği bir savaşa hiç bulaşmamak için bir siyasi bahane arıyor bile olabilir. Şurası kesin: Obama demokratik meşruiyet uğruna ciddi bir kumar oynuyor. Öyle görünüyor ki aşırı saldırgan neocon Bush yönetimi ile aşırı pasif Obama arasında kalan ABD dış politikası bir türlü doğru stratejik dengeyi bulamıyor.
Leave a Reply
You must be logged in to post a comment.