Amerikalılar Salı günü yeni Başkanlarının kim olacağına karar verecekler. Hatırlatalım, ABD Başkanları doğrudan halk oyuyla seçilmiyorlar. Başkanın kim olacağına 538 kişilik “Seçim Kurulu” karar veriyor. Bir eyalette en fazla oyu alan aday o eyaletteki seçim kurulu üyelerinin tamamını alıyor. Kurulun 538 üyesi 50 eyalete dağıtılmış bulunuyor 270 oy alan Başkan seçiliyor. 2016’de Hillary Clinton, Trump’tan 3 milyon fazla oy aldığı halde seçilememişti.
1992 yılından bu yana bütün seçimlerde Demokrat adaylara oy veren Michigan, Visconsin ve Pensilvanya eyaletlerini 2016’da Trump kazanmıştı. Trump bu üç eyalette toplam 80 bin oy farkıyla öne geçerek Başkan seçilmişti. Demokrat aday Joe Biden bu üç eyaleti kazanır ise Başkan seçilme ihtimali kuvvetli. Biden’ın Trump’tan daha fazla oy alacağı kesin, ancak bu Başkanlık için yeterli değil. İki parti arasındaki mücadeleyi “salıncak eyaletler” denilen Georgia, Arizona, Florida, Minnesota, Kuzey Karolina, Michigan, Pensilvanya ve Visconsin belirleyecek. Teksas gibi, adayların kazanmasını kolaylaştıracak başka eyaletler de var tabii.
Kasım seçimlerinin önceki seçimlere kıyasla çok daha gerilimli geçeceği aşikar. İki parti açısından da bu seçimler “varoluşsal” nitelikte kabul ediliyor. Erken oylama rakamlarının 80 milyonu bulacağı öngörülmüştü. Salgın nedeniyle postayla kullanılan oy sayısının katlanarak artacağı da tahmin ediliyordu. Erken oylama sayıları iki gün önce 80 milyonu çoktan geçmişti.
Amerikan nüfusunun etnik dağılımı seçimlerin kaderi üzerinde şimdiye kadar hiç olmadığı kadar etkili. “Siyahiler”, “Hispanikler” ve diğer Beyaz olmayan seçmenlerde katılım oranının artması Demokratlar’ın lehine gözüküyor. Biden’ın “Beyaz İşci sınıfı” olarak nitelenen seçmenlerden, Trump’ın ise Beyaz olmayan kesimlerden daha fazla oy alması gerekiyor.
Siyahî seçmenlerde katılım oranları 2012’ye kıyasla 2016’da düşüktü. Bu seçimlerde Siyahî katılımın artması bekleniyor. Biden’ın Başkan Yardımcısı olarak Siyahî ve Hint karışımı bir aileden gelen Senatör Kamala Harris’i seçmesi bu yüzden sembolik değer taşıyor. Beyaz olmayan Amerikalı seçmenlerin ezici kısmının Demokratlar’a oy verdiklerini hatırlatalım.
“Siyahîler” ve “Hispanikler” salgından en fazla zarar gören kesim. Diğer yandan Siyahiler’e yönelik sistemik ırk ayrımcılığı ve polis şiddeti Siyahî seçmenleri ziyadesiyle hareketlendirdi. Beyaz olmayan Amerikalılar seçmenlerin yaklaşık üçte birini teşkil ediyorlar. Beyaz olmayan Amerikalılar birçok eyalete dağılmış durumdalar. İki parti arasındaki oy farkının biribirine yakın olduğu eyaletlerde küçük sayılar bile seçim sonuçlarını etkileyip değiştirebiliyor.
Trump’ın kaybetmesi durumunda çekilmeyeceği yönünde bir tartışma var. Sebebiyse, postayla kullanılan oyların sayımıyla ilgili. Postayla oy kullanan seçmenlerin büyük kısmı Demokratlar’a oy veriyorlar. Bu oyların sayım süresi hakkında tartışmalar yaşanıyor. Hatta bazı eyaletlerde bu mesele mahkemelere taşındı. Trump postayla oy ihtilaflarının “Yüksek Mahkeme”ye gidebileceğini söylemişti. Trump “Yüksek Mahkeme”de boşalan bir koltuk için Amy Coney Barrett’ı aday göstermiş, Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Senato ise hızlı şekilde onaylamıştı. Şimdi 9 üyeli Mahkemede Cumhuriyetçiler 6 yargıç ile çoğunluktalar.
İki aday arasındaki oy farkının biribirine yakın olması durumunda ABD’yi kaos bekliyor. Böyle bir durumda seçim sonuçlarının kesinleşmesi uzayacak ve ihtilaflar “Yüksek Mahkeme”ye kadar taşınacak. Biden’ın Trump’tan çok fazla oy alması durumunda Cumhuriyetçiler’in sonuçlara direnme şansları pek yok. Bu yüzden Demokratlar, seçmenlere ellerini çabuk tutmaları ve oylarını daha erken tarihlerde kullanmaları yönünde sık sık çağrı yaptılar.
2016’da anketlerde Hillary Clinton önde gözüküyordu. Trump’ın kazanacağına ise hiç ihtimal verilmiyordu. Ancak sürpriz şekilde Trump kazandı. Şimdi durum birçok açıdan değişti. Biden anketlerde Clinton’a kıyasla Trump’ın daha fazla önünde gözüküyor ve bu durum seçim sonuçlarıyla parelellik arzedebilir. Ya da Trump yine anketçilere hayal kırıklığı yaşatabilir.
Leave a Reply
You must be logged in to post a comment.