The Jamal Khashoggi case entails more than murder. In the consulate of a country, a citizen of that country was brutally murdered pursuant to extraordinary planning by his country’s authorities. Khashoggi’s murder is murder by a tribal state. Everybody knows, therefore, that Khashoggi’s killing was carried out according to Saudi Crown Prince Mohammed bin Salman’s orders and instructions.
Prepared by the U.S. Office of the Director of National Intelligence in 2018, the report, “Assessing the Saudi Government’s Role in the Killing of Jamal Khashoggi,” was not released by the Donald Trump administration for political reasons; it was published by Trump’s adversary, President Joe Biden. The report states, “We assess that Saudi Arabia’s Crown Prince Mohammad bin Salman approved an operation in Istanbul, Turkey, to capture or kill Saudi journalist Jamal Khashoggi.” Former President Trump did not release the Khashoggi report at the time, asserting it was an issue that related to U.S. interests. Trump explained his decision to withhold the report at the time by saying he loved oil very much.
When the main person responsible for murder is the de facto leader of a country, it means that this country is in fact being held as a political and economic hostage. The Khashoggi affair was placed on the back burner during Trump’s term to be used as future collateral and blackmail.
After the Khashoggi report was released, the Biden administration decided to cautiously restrict and sanction Saudi Arabia. The names of the 21 Saudi citizens thought to have taken part in Khashoggi’s murder were also published. Despite the report’s determination that the crown prince clearly gave the assassination order, the U.S. has not issued a decision to sanction him.
On the other hand, it was revealed that three of the names announced to the public in the Khashoggi report were taken out of the report’s second version when it was updated on the same website. While 21 names connected to Khashoggi’s murder show up in the first version of the report, that number decreased to 18 in the second version.
U.S. Secretary of State Antony Blinken told journalists that “relations with Saudi Arabia are bigger than any one person.” This means that “relations with Saudi Arabia” are not only greater than individuals, but also the rule of law, justice, democracy and human rights.
The U.S. does not anticipate imposing sanctions on the crown prince, the No. 1 perpetrator in the murder of Khashoggi, a crown prince who gave the assassination order and instructions, employed the death squad, and used the levers of the state to carry out the murder. The U.S. anticipates sanctions on Salman’s subordinates, who are also his pawns. It is useful to examine the imperialist subconsciousness that the U.S. revealed during the Khashoggi case. It means that imperialist hegemons have no concern with justice, judiciousness, democracy, the rule of law or human rights.
America is an imperialist country aware that it owes its current global position to all the power it has seized. Therefore, its standing is based on its power and interests that are determinative of its foreign policy. The concepts of democracy, human rights, freedom of speech and the rule of law are tools that imperialist powers use to crush targeted countries. America’s strategy in its last invasion of Iraq was to persuade the world there was a threat of biological, nuclear and chemical weapons of mass destruction.
The U.S. establishes its sovereignty by force and legitimizes it with notions of democracy, human rights and the rule of law. That is all. For the U.S., preference for democracy, human rights and the rule of law are valuable insofar as they serve American hegemony and interests.
The justice, freedom, peace and democracy imposed on weak countries are not human rights, but American interests camouflaged as human rights. In this sense, defending and spreading democracy is a strategic part of American national interests.
Europe once interfered to bring “civilization” to Africa, the Americas and Asia. As the current imperialist power, the U.S. is intervening to bring “democracy and human rights” to weak countries.
The Khashoggi affair has demonstrated that nothing new has changed in the West.
Kaşıkçı vakası cinayetten öte bir anlama sahiptir. Bir devletin başkonsolosluğunda bir devletin yurttaşı, o devlet yetkililerinin olağanüstü planlamasıyla vahşice katledilmiştir. Kaşıkçı cinayeti bir devlet (aşiret devleti) cinayetidir.
Nitekim Kaşıkçı cinayetinin Veliaht Prens Salman'ın emir ve talimatıyla gerçekleştiğini herkes biliyordu.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü, 2018 yılında hazırlanan ancak Donald Trump yönetiminin siyasi gerekçelerle açıklamadığı "Kaşıkçı istihbarat değerlendirme raporunu" rakibi olan yeni başkan Joe Biden yayımladı.
Raporda, "Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, Türkiye'nin İstanbul kentinde yakalanması ya da öldürülmesine yönelik operasyonu onayladığı sonucuna ulaştık" ifadesi yer aldı.
Kaşıkçı raporunu zamanın başkanı Trump, konunun ABD'nin çıkarlarıyla ilgili olduğunu söyleyerek açıklamamıştı. Trump o zamanlarda 'petrolü çok sevdiğini' de açıklamıştı.
Cinayetin bir numaralı sorumlusu devletin fiili lideri olunca o devlet siyasi ve ekonomik yönden fiilen rehin demekti. Trump döneminde Kaşıkçı olayı bir rehin ve şantaj unsuru olarak kullanılmak üzere rezervde tutuluyordu.
Cemal Kaşıkçı raporunun açıklanmasının ardından Biden yönetimi tarafından Suudi Arabistan'a (ihtiyatlı bir biçimde) yaptırım ve kısıtlama kararları alındı. Kaşıkçı cinayetinde yer aldığı düşünülen 21 Suudi Arabistanlı kişinin ismi de yayımlandı. Raporda Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın açıkça ölüm emri verdiği belirtilmesine rağmen ABD'den Selman'a karşı herhangi bir yaptırım kararı açıklanmadı.
Diğer yandan kamuoyuna açıklanan Cemal Kaşıkçı raporunda yer alan 3 ismin, raporun aynı internet sitesinde güncellenen ikinci versiyonunda silindiği ortaya çıktı. Raporun ilk versiyonunda Kaşıkçı cinayetiyle bağlantılı olduğu bildirilen 21 isim yer alırken, 2. versiyonundaki isim sayısı 18'e indirildi.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken gazetecilere "Suudi Arabistan ile ilişkiler herhangi bir kişiden daha büyük" demişti. Bu ifade "Suudi Arabistan ile ilişkiler" yalnız kişilerden değil hukuktan, adaletten, demokrasiden, insan haklarından büyük olduğu anlamına da gelmektedir.
ABD, cinayeti işlemek üzere devlet aygıtını kullanan, öldürme timini görevlendiren, ölüm emir ve talimatını veren, cinayetin bir numaralı faili Prens Muhammed bin Selman için herhangi bir yaptırım öngörmüyor. Emir kulları olan piyonlar için yaptırım kararı öngörüyor.
Kaşıkçı olgusu bu bağlamda ABD'nin ele verdiği emperyalist bilinçaltını irdelemekte yarar vardır.
Demek ki emperyalist egemenlerin adalet, yargı, demokrasi, hukuk devleti ya da insan hakları diye bir sorunu yoktur.
Amerika, dünya üzerinde edindiği konumunu gücüne borçlu olduğunun farkında olan emperyalist bir ülkedir. Bu nedenle dış politikada belirleyici unsur olarak güç ve çıkarı esas alır. Emperyalist gücün demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü ve hukuk kavramları hedef ülkeleri ezmede kullandığı araçlardır. En son Irak'ı işgal etmede biyolojik, nükleer ve kimyasal kitle imha silahı tehdidini dünya kamuoyunu korkutarak ikna etmek yöntemini kullanmıştı.
ABD gücüyle egemenlik kurar, demokrasi, insan hakları ve hukuk kavramlarıyla da egemenliğini meşrulaştırır. Hepsi o kadar. ABD için demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü Amerikan hegemonyasına ve çıkarlarına hizmet ettiği ölçüde değerlidir.
Adalet, özgürlük, barış ve demokrasi olarak güçsüz ülkelere dayatılanlar ise iddia edildiği gibi insani değerler değil, bu değerlerle kamufle edilmiş Amerikan çıkarlarıdır. Demokrasiyi yayma ve savunmak bu anlamda ABD'nin ulusal çıkar stratejisinin bir parçasıdır.
Bir zaman Avrupa; Afrika'ya, Amerika'ya, Asya'ya "medeniyet" götürmek için müdahale ediyordu. Günümüzde de emperyalist güç ABD, güçsüz ülkelere "demokrasi, insan hakları götürmek" için müdahale ediyor.
Kaşıkçı olayı, 'Garp Cephesi'nde değişen yeni bir şeyin olmadığını göstermiştir.
This post appeared on the front page as a direct link to the original article with the above link
.